Dünyada her 10 çocuktan biri işçi
Çocuk işçilik; çocukların, çocukluklarını yaşayamamasına, eğitim ve temel haklarından mahrum kalmasına ve dolayısıyla sağlıklı fiziksel ve zihinsel gelişimlerini engelleyen zararlı işler olarak tanımlanıyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2017 tahminlerine1 göre dünyada 5-17 yaş arasında olan yaklaşık 218 milyon çocuk, ekonomik bir faaliyette çalıştı. Bunun 152 milyonu, çocuk gelişimine uygun olmayan işlerde çalıştı ve 73 milyonu tehlikeli işlerde yer aldı.
Yaş grubuna göre çocuk işçilik oranlarına bakıldığında çoğunlukla yaşça küçük olan grubun gelişimlerine uygun olmayan işlerde yer aldığı söylenebilir.
5-11 yaş grubu %48
12-14 yaş grubu %28
15-18 yaş grubu %24
Ancak bu rakamlar sadece tahmin. Kayıt altına alınmamış durumlar olduğu dikkate alındığında, çocuk işçiliğin önünü kesmek için küresel ve yerel ölçekte çok daha fazla denetime ve işbirliğine ihtiyaç olduğu ortada.
Çocuklar nerede çalıştırılıyor?
Dünyada çocuk işçilerin %70.9’u tarım, % 11.92’i sanayi ve % 17.2 hizmet sektöründe çalışıyor1. Sanayide çalışan oran düşük olmasına rağmen, çocuklar en fazla riske sanayi işlerinde maruz kalıyor; bu alanda çalışan çocukların üçte biri tehlikeli işlerde çalışıyor.
Bu olumsuz tablonun düzeltilmesi ve çocukların “işgücü” tanımından çıkarılmaları için ulusal ve uluslararası düzeyde kabul edilen sözleşmeler bulunuyor. 182 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesinin (ILO) 3. maddesinde, çocuk işçiliğin en kötü halleri şöyle sıralanıyor:
Türkiye’de durum
Birleşmiş Milletlerin Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olan Türkiye, 18 yaşına kadar her insanı çocuk olarak tanımlamış olsa da İş Kanununda bulunan 15 yaş sınırı (14 yaşını doldurmuş) ile 18 yaşından küçük çocukların çalışmasına izin verilmektedir. Bu madde ile, çocukların çalışmasına, ancak eğitim hayatları riske girmediği ve tehlikeli olmayan hafif işlerde çalışması koşuluyla ve Milli Eğitim Bakanlığının kontrolü ile olacağı açıkça belirtilmektedir.
Bununla birlikte Türkiye, taraf olduğu ILO Sözleşmeleri kapsamında hazırladığı Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programında (2017-2023)2 üç öncelikli alan belirlemiş ve 2023’e kadar bu alanlarda çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik taahhüt vermiştir: 1. Sokakta Çalışma, 2. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalışma, 3. Tarımda Aile İşleri Dışında, Ücret Karşılığı Gezici ve Geçici Tarım İşlerinde Çalışma
TÜİK’in Çocuk İşgücü Anketi3, bu konuda yapılan çalışmaların değerlendirilmesi açısından önemli bir veri kaynağı olmakla birlikte Türkiye’deki mülteci çocukların işgücünde aldığı payı yansıtmamaktadır. Kayıt dışı durumların da olduğu düşünüldüğünde, gerçek rakamların daha yüksek olabileceği söylenebilir.
2019 sonuçlarına3 (4. çeyrek) göre, Türkiye’de 5-17 yaş arasında 720 bin çocuk çalışıyor. Dünyadaki eğilimden farklı olarak, Türkiye’deki çocuk işçilerin büyük çoğunluğunu %79,7 ile 15-17 yaş grubu oluşturuyor. Bunu sırasıyla %15,9 ile 12-14 yaş grubu ve %4,4 ile 5-11 yaş grubu takip ediyor.
Ekonomik faaliyette çalışan çocukların %30,8'i tarımda, %23,7'si sanayide ve %45,5'i hizmet sektöründe yer aldı. 5-14 yaş grubunda çalışan çocukların %64,1 ile tarım sektöründe, 15-17 yaş grubunda çalışan çocukların ise %51’i hizmet sektöründe çalıştı.
Araştırmaya göre, çalışan çocukların %65,7'si eğitime devam etti. Yaş gruplarına göre, 5-14 yaş grubundaki çalışan çocukların %72,0'ı, 15-17 yaş grubunda çalışan çocukların ise %64,1'i aynı zamanda bir eğitime devam etti. Çalışan çocukların %34,3'ü eğitime devam etmedi. Çocuk yaşının büyümesi ile okula devamlılık arasında ters korelasyon bulunuyor.
Türkiye’de çocukların çalışma nedenlerine bakıldığında ilk sırada %35,9 ile "hanehalkının ekonomik faaliyetine yardımcı olmak" geliyor. Bunu %34,4 ile "iş öğrenmek, meslek sahibi olmak" %23,2 ile "hanehalkı gelirine katkıda bulunmak" izliyor. Çocukların %6,4'ü ise "kendi ihtiyaçlarını karşılamak" amacıyla çalıştığını beyan etmiş.
Sonuç olarak, ailenin yoksullukla mücadele etme yolu olarak çocuklarını çalıştırması benimsenmiş bir yöntem olduğu söylenebilir. Küresel pandemi ile birlikte tarımsal ve ekonomik faaliyetlerin hızı yavaşlamış olsa da, sokakta çalıştırılma durumunu ortaya koyan araştırmalar ne yazık ki bulunmuyor. Türkiye’nin 2017-2023 Eylem Planı’nda belirtildiği üzere, İş Kanunu kapsamında olan işyerlerinin denetiminin çocuk işçiliği özelinde yapılmaması, denetim yapan kurum ve kişilerin konuya duyarlılığı ile farkındalık düzeylerinin yeterli olmaması bu alanda çözüm bekleyen önemli sorunların başında geliyor. Ancak, çocukların çalışması konusunda “genç yaşta sorumluluk bilincini kazansın” ve “aileye maddi olarak destek olsun” anlayışının değişmesi gerekiyor. Eğitim, çocukların onlara biçilmiş olan rolün dönüşebilmesi için kritik.
Son yıllarda dünyada ve Türkiye’de yapılan çalışmaların da desteğiyle çalışan çocukların eğitime devam oranları artış gösterse de, temelinde bir insan hakları sorunu olan çocuk işçiliğin önlenmesi, çocukların eğitimlerine devam etmesi ve çocuklukların sağlıklı bir şekilde yaşayabilmeleri için toplumun tüm kesimlerine önemli görevler düşüyor.
Kaynaklar:
1 https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/---dgreports/---dcomm/documents/publication/wcms_575499.pdf
2 https://www.ailevecalisma.gov.tr/media/1322/cocukisciligimucadele_2017_2023_tr.pdf